Bireylerin tükettiği; nescafe, kola, sigara, çay gibi dişe son derece zararlı olan maddelerin kullanımının sonrasında, dişlerine gösterilmesi gereken özeni göstermemeleri halinde, zamanla kişilerin diş minelerinde ve dentin tabakaları zamanla sararmaya ve lekelenmeye başlar. Bu sararma ve lekelenmelerin giderilmesi için diş beyazlatma işlemi yapılabilmektedir. Diş beyazlatma işlemi; önceden hekim tarafından kontrolü yapılan ve herhangi bir sakınca görülmeyen kişilere yapılmaktadır. Hiçbir yan etkisi bulunmayan bu işlem, yine de çocuklara, gebe ve emziren annelere, doktor kontrolünde yapılması önerilmektedir. Bunun dışında; diş eti sorunu yaşayanlar, ilerlemiş çürükleri bulunan kişilerin işlemleri doktor kontrolünde yapılmalıdır.
Kimyasal, Fototermal ve Fotokimyasal olmak üzere üç tane diş beyazlatma yöntemi bulunmaktadır.
Yapılan araştırmalar sonucuna göre; diş beyazlatılması, diş hekimliğinin gözetimi altında yapıldığı zaman son derece güvenli ve yetkindir. Diş hekiminin gözetimi altında yapıldığı sürece diş etleri ve dişler asla zarar görmez. Beyazlatma sonrasında, dişte sıcak ve soğuk hassasiyeti görülebilir. Bu durum en geç 3 gün içinde tamamen kaybolmaktadır. Diş beyazlatma uygulamalarının %95’i başarılı sonuçlar vermekte ve kişinin alışkanlığına bağlı olarak 2-3 yıl kadar kalıcı olmaktadır. Nadiren diş hassasiyeti ve diş eti irritasyonu oluşmaktadır fakat bu durum kısa sürede normale dönmektedir. Hassasiyet durumunda diş hekiminin uygulayacağı flüorür ve hekiminizin önerdiği krem ve diş macunları, diş hassasiyetinizi azaltacaktır. Beyazlatma sonucunda dişlerin yapısına ve leke çeşidine göre değişiklik göstermektedir. Çoğunlukla sarı lekelenmeler gri olanlara oranla daha çabuk beyazlamaktadır. Lekenin çeşidi, kullanılan beyazlatıcının gücü, uygulama süresi ve sıklığı, elde edilecek beyazlatmanın derecesini etkilemektedir. Önemli olan bembeyaz dişler elde etmek değil, kişinin göz, saç, cilt rengine uygun beyazlatma elde etmek önemlidir.