Horlama ve ağız açıklığı nasıl önlenir?

 

Aslında horlama, uyku sırasında dokuların titreşmesine neden olan türbülanslı hava akışından kaynaklanan bir sestir. Diğer tüm sesler gibi horlama da, havadaki parçacıkların ses dalgaları oluşturmasına neden olan titreşimlerden kaynaklanır. Örneğin, konuştuğumuzda, sesleri oluşturmak için ses tellerimiz titreşir.

Nefes alırken, burnumuz ya da ağzımızla akciğerlerimiz arasında düzenli bir hava akışı olur. Otururken ve sessizce nefes alırken nispeten az ses çıkar. Egzersiz yaptığımızda, hava daha hızlı hareket eder ve soluduğumuzda bazı sesler üretir. Bunun nedeni, havanın burnun içinde ağızdan daha hızlı hareket etmesi ve bu durumun da hava akışının daha fazla türbülans ile burun ve ağızdaki dokuların bazı titreşimleri ile sonuçlanmasıdır.

Uyuduğumuzda, boğazın arkasındaki bölge bazen kaslar gevşerken ve hatta geçici olarak kapanırken daralmaktadır. Bu küçük açıklıktan daha hızlı geçen aynı miktarda hava, açıklığı çevreleyen dokuların titreşmesine neden olabilir ve bu da horlama seslerine neden olabilir. Horlayan insanların daralma için farklı sebepleri vardır. Daralma burun, ağız veya boğazda olabilir. Palatal horlama bir kişinin ağzından nefes alması veya burun tıkanıklığının olması durumunda daha kötüdür.

HORLAMANIN NEDENLERİ

Horlama, ağzınızın ve sinüslerin anatomisi, alkol tüketimi, alerjiler, soğuk algınlığı ve kilonuz gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir.

Hava yolunuz ne kadar daralırsa, hava akışı o kadar zorlaşır. Bu, horlamaya neden olan doku titreşimini artırır.

İNSANLAR NEDEN HORLAR?

Dinlenirken nefes almak için burun içinden nefes almak idealdir. Burun, gelen hava için nemlendirici, ısıtıcı ve filtre görevi görür.
Ağzımızdan nefes aldığımızda, akciğerlerimize giren havadaki bu değişiklikler daha az oranda gerçekleşir.

Burun, burun kenarları olarak adlandırılan, her iki tarafta bir tane olmak üzere iki paralel geçitten oluşur. Bunlar, nispeten düz bir kıkırdak duvarı, kemik ve astar doku (burun mukozası olarak adlandırılır) olan ince bir duvarla (septum) ayrılır. Her pasajın lateral tarafında (burnun yanaklara daha yakın olan duvarı), burun tabanına yaklaşık olarak paralel uzanan uzun, silindirik biçimli yapılar olan üç burun konisi vardır. Türbinler, hava akışını düzenleyen birçok küçük kan damarı içerir. Türbinatlardaki kan damarları büyürse, bir bütün olarak türbinat yükselir ve hava akışı azalır. Kaplar daralırsa, türbinler küçülür ve hava akışı artar. Hemen hemen herkesin genellikle her 2 ila 6 saat arasında solunumun çoğunu yapan tarafı değiştirecek doğal bir burun döngüsü vardır. Örneğin, eğer doğru burun türbinatları şişmişse, havanın çoğu sol burun geçişine girer. Yaklaşık 6 saat sonra, sağ nazal konkalar (her burun deliğinde üçer tane bulunan konka adlı etler) daha küçük hale gelir ve sol nazal konkalar şişer, solunumun çoğunluğunu sağ burun geçidine kaydırırlar. Soğuk algınlığınız olduğunda veya kronik (uzun süreli) tıkalı bir burnunuz varsa bu döngüyü görebilirsiniz. Konkalar ayrıca alerjik reaksiyonlardan veya soğuk hava veya kir gibi dış uyaranlardan da şişebilir.

Horlama ve ağız açıklığı nasıl önlenir?

Horlama tedavisinde bizim uygulayabildiğimiz apareyler var. Horlama tedavisi sırasında o bölgeye kullanılan aparey ve küçük operasyonlarla horlamanın tedavisini yapabiliyoruz. Kulak burun boğaz uzmanlarımız eğer horlamaya sebep geniz eti ya da burundaki daralma ise bunları operasyonlarla düzelterek horlamayı ortadan kaldırabiliyoruz. Eğer ağız açıklığına kesin bir sonuç bulamazsak da hastalarımızdan en ön bölgede kalan diş etlerine vazelin uygulamalarını öneriyoruz. Böylece o bölgenin kurumasına engel olabilirler.